Filistin Esirler Cemiyeti, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde alıkoyduğu Filistinlilerin uzuvlarının kesilmesi, cinsel şiddet, tecavüz ve aç bırakma gibi ciddi hak ihlallerine maruz kaldığını belirtti.
Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in alıkoyduğu Filistinlilerin, kısa ziyaretler sırasında kendi durumlarına ilişkin anlattıklarına yer verildi.
İsrail’in alıkoyduğu Filistinlilerin 24 saat elleri ve gözleri bağlı tutulduğu, sürekli darbedildikleri, coplarla ve polis köpekleriyle şiddete maruz kaldıkları kaydedildi. Alıkonulan Filistinlilerin aç bırakıldıkları, sürekli aşağılandıkları, tehdit edildikleri, onur kırıcı ve küçük düşürücü sözler söylemeye zorlandıkları vurgulandı.
Filistinlilerin birbirleriyle iletişim kurmasına izin verilmediği ve bir başkasıyla konuşmaya çalışanın “cezalandırıldığı” aktarıldı. İsrail hapishanelerinde Filistinlilere karşı tıbbi suçlar da işlendiğine dikkati çekilen açıklamada, “Bazı tutukluların uzuvları anestezi yapılmadan kesiliyor ve bazılarının uzuvları sürekli bağlı halde tutulduğu için kesiliyor” ifadesi kullanıldı.
İsrail hapishanelerinde cinsel şiddetin de uygulandığı, bazı tutukluların “tecavüze maruz kaldığı” kaydedildi. Filistinlilerin hiçbir şekilde insani şartlarda yaşamadığı vurgulandı.
İsrail askerlerinin “insanlık dışı muamelelerine” dikkati çekilen açıklamada, alıkonulan Filistinlilere duş ve tuvalet ihtiyacını gidermeleri için yalnızca 1 dakika süre verildiği bildirildi.
Alıkonulan Filistinlilerin namaz kılamadıkları veya herhangi bir dini ibadeti yerine getirmelerine de izin verilmediği belirtildi.
İsrail ordusu 7 Ekim’den bu yana aralarında çocuk, kadın, gazeteci, sağlık çalışanı olmak üzere Gazze’de binlerce Filistinliyi alıkoydu, bunlardan bir kısmını serbest bırakırken kalanların akıbetinin ne olduğu bilinmiyor.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279’u kadın olmak üzere 37 bin 925 Filistinli öldü, 87 bin 141 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.